Tüp bebek tedavisinde ‘tek’ embriyo transferi

Baby1.png

Kadında her ay tek yumurta gelişmesi ve rahimin yapısı gözönüne alındığında kadın vücudu için en ideal olanın bir gebelik boyunca tek bebeği taşımak olduğu söylenebilir, çoğul gebelikte ortaya çıkan pek çok sorun da aslında bunu bize göstermektedir.

Tüp bebek tedavisinin ilk yıllarında başarıyı arttırmak amacıyla rahime çok sayıda embriyo transfer ediliyordu, bu durum malesef yüksek çoğul gebelik oranlarına yol açarak birçok sorunu da beraberinde getirmişti. İkiz, üçüz ve hatta daha fazla bebeği içeren çoğul gebelikler ve onlara bağlı anne ve bebek sağlığını tehdit eden sorunlarla karşılaşıldı: Operatif doğum, erken doğum, ölü doğum, yenidoğan bebek kayıpları, prematüriteye bağlı sorunlar ve yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı, bebeklerde gelişme geriliği, engelli çocuk için uzun dönem bakım giderleri gibi.

2014 yılında yurtdışında yayınlanan bir makalede tüp bebek tedavisi ile oluşan tekil ve ikiz gebelik sonuçları karşılaştırılmış; ikiz gebelikte erken doğumun 5 kat, düşük doğum tartılı bebeğin ise 6 kat fazla saptandığı belirtilmiştir.

Bizler hekimler olarak tüp bebek tedavisine başlarken sorumluluklarımızın sadece anne ve baba adaylarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda dünyaya gelecek en değerli varlıklarımız olan bebeklerimizle de ilgili olduğunun farkındayız. Hem gebeliğin elde edilmesi, hem de bebeklerimizin sağlıklı şekilde dünyaya gelmeleri ve ileride sağlıklı bireyler olarak yaşamaları için bu tedavinin son aşamasında rahime vereceğimiz embriyo sayısı da önem taşıyor.

Zamanla teknolojik ve laboratuar koşullarına bağlı olarak giderek artan gelişmeler az sayıda embriyo transferi ile benzer gebelik oranlarının elde edilmesini sağladı. Böylece ortalama %25 ve daha fazla olan çoğul gebeliğin oranlarını azaltabilmek amacıyla 2008 yılından itibaren tüp bebek tedavisinde tek embriyo transferi önce ‘tavsiye’ niteliğinde cesaretlendirildi, amaç canlı doğum oranlarını koruyarak çoğul gebelik riskini %10 seviyesine düşürmekti.

Daha sonra tek embriyo transferi bazı ülkelerde kanunen zorunluluk haline geldi. Ülkemiz de bu konuda ilk adım atan az sayıda ülkeden biri.

 

Ülkemizde transfer edilecek embriyo sayısı nasıl belirleniyor?

2010 yılından beri ülkemizdeki uygulama şöyle:

 *Kadın yaşı 35’in altında ise:

-1. ve 2. denemede tek embriyo transferi

-2 veya daha fazla başarısız tüp bebek tedavisi sözkonusu ise sonraki tedavilerde maksimum 2 embriyo transferi

*35 yaş üzerindeki kadınlarda 2 embriyo transferi yapılabilmektedir.

Bu şekilde ülkemizde çoğul gebelik oranlarında önemli ölçüde azalma meydana gelmiştir.

 

Bu konuda diğer ülkelerdeki uygulama nasıl?

Farklı ülkelerin uygulamalarına baktığımızda İsveç’in bu konuda öncü ülkelerin başında olduğu söylenebilir: Bu ülkede tek embriyo transferlerinin oranı %69.9.

Birçok Avrupa ülkesinde de tek embriyo transferi oldukça yaygın uygulanıyor.

A.B.D’de ise yönergelerle önerilmesine rağmen, genç kadınlarda tek embriyo transferinin çok düşük olduğu (%12.2), bu nedenle de çoğul gebeliğin %46 gibi yüksek düzeylere ulaştığı gözleniyor. Oysa aynı ülke verilerine göre doğal yolla gebe kalan kadınlarda bu oran sadece %3.4 olarak bildirilmekte.

 

Hangi durumlarda kanunen olmasa da, anne ve bebek sağlığı açısından tek embriyo transferi yapılması uygun olur?

  • Daha önce erken doğum öyküsü
  • Erken doğuma neden olabilecek rahim anomalisi
  • Daha önce rahimde yırtılma (rüptür) meydana gelmesi
  • Çoğul gebelik nedeniyle anne ve bebek sağlığını tehlikeye düşürebilecek sorunlar: Kalp, dolaşım ve solunum sistemini ilgilendiren hastalıklar veya ileri yaş gibi.

Tek embriyo transferi uygulamasının başarılı olması için ne gibi koşullar gereklidir?

Başarıda en önemli parametre ‘embriyo kalitesi’dir.

**İlk hedef olan kaliteli yumurta elde edebilmek için hastanın en uygun şekilde tüp bebek tedavisine hazırlanması ve ‘kişiye özel’ kontrollü ovaryan hiperstimülasyon protokolü yapılması

**Laboratuarda canlı doğumla sonuçlanma olasılığı olan en iyi embriyonun gelişmesi için uygun laboratuar koşulları ve teknolojik donanım sağlanması

**Blastosist gelişmesi ve transferi

Embriyo kültür mediumlarının ve inkübasyon sistemlerinin gelişmesi, embriyoların laboratuar ortamında döllenme sonrası 5-6 gün yaşayabilmelerini sağladı. Bu şekilde blastosist aşamasına ulaşan embriyoların transferi sağlanarak:

  • Gebelik olasılığı yüksek bir embriyonun seçilmesi
  • Rahime tutunabilme (implantasyon) şansında artma
  • Bu kalitede tek bir embriyonun transferi ile çoğul gebelikten kaçınma
  • Blastosist ile rahim (endometrium) arasında uyumun daha fazla olması gibi avantajlar elde edildi.

**Tüp bebek tedavisinde transfer edilen dışında kaliteli embriyo mevcutsa, uygun bir şekilde dondurularak saklanması.

Bu seçenek son yıllarda kriyoprezervasyon teknikleri ve protokollerinin geliştirilmesi ile sık olarak kullanılmaktadır. Böylece ilk uygulamada gebelik elde edilemezse, yeni bir tedavi yapılmadan dondurulmuş olan embriyo çözülmekte ve aileye yeni bir gebelik şansı sağlamaktadır. Bu ardışık uygulama ile bir seferde 2 embriyo transferi yapılan sikluslar karşılaştırıldığında; elde edilen gebelik oranlarının birbirine yakın olduğu, ancak çoğul gebelik riskinin bu şekilde neredeyse ortadan kalktığı bildirilmektedir.

Tek embriyo transferi ile ilgili yaşanabilecek zorluklar nelerdir?

-Yumurtalık rezervi az olan hastalarda yeterli sayıda embriyo gelişemeyebilir ve bu durumda tek embriyo seçimi için erken dönemde bile uygun koşullar sağlanamaz.

– Az sayıda yumurta elde edilen kadınlarda embriyolar blastosist aşamasına ulaşamayabilir.

-Gelişen embriyo kalitesi düşük olabilir.

2 embriyo transferinin mümkün olduğu 35 yaşın üzerindeki kadınlarda da çoğul gebelik olabilir. Uzun yıllardır çocuk isteyen aileler ikiz bebek fikrine genellikle sıcak bakıyorlar, ancak transfer öncesinde çoğul gebelik ile ilgili anne ve bebeklerin yaşayabileceği sorunlar konuşulmalı ve aile bilgilendirilmelidir.

 

 

 












Copyright Pikselist 2020. Tüm hakları saklıdır.



Copyright Pikselist 2020. Tüm hakları saklıdır.